Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
Hassas yürekler taşıyoruz. Camdan, çatlayan, buğulanan, kırılan.. Candan dost aramamız da bu yüzden. Camdan anlayan..

27 Mart 2009 Cuma

hızlı olmak


Hızlı olmak her zaman iyi midir?

Yara bandını hızla çekmek gibi...

Tabii altındaki yara iyileşmişse.

Eğer iyileşmişse sorun yok. Fakat iyileşmediyse...
Bu durumda iyileştirmesini bekleyeceğiniz tek ilaç zamandır.

Ve zaman kaçışı olmayan bir hapishanedir.

Duvarlarını göremezsiniz bile.
Nasıl kaçacaksınız ki?

8 yorum:

Adsız dedi ki...

zaman..
hapisanenin.. volta alanıdır..
bence..

biz hızlı çekmeyiz bandajı..
ancak eğer açık yaranın üzerinde tül gre filan da varsa o zaman .. yani eminsek yara kanamaycak diye..

he bi de..
aslında alkolle ıslatıp.. yavaş yavaş kaldırırız..

yoksa bazen yaranın etrafındaki sağlam deri bile kalkar.. yeni yaralar oluşur..

benim cilt yapım kötüdür mesela..
ille açık hava ile temas edecek..
üzerini kapatırsan sağlam derimin bile..
altı cılk yara olur..

tamam konu bu değil biliyorum..

şimdi..

hızlı olmamalıyız..
neden mi..
sonradan verdiğimiz tepkiden şüpheye düşmemek için..
yoksa.. aslında ilk tepkimiz doğrudur genellikle..

eğer zaman tanırsak..
genelde.. kendi şüphelerimizle yüzleşmeye vakit kalır..
yeterli zaman tanırsak.. sonunda doğru kararı verdik der.. ve sakinleşiriz..

az zaman tanıdıysak.. şüphenin doruk noktasıdayken verirsek tepkimizi..
bu sefer de..
başka pişmanlıklarla yüzleşiriz..

bu nedenle.. doğru olması gereken değişken.. süre..

yani ya bi tepki verince bi daha dönüp bakmamalıyız..
ya da uzun süre düşünüp.. gene aynı noktaya gelince vermeliyiz tepkiyi..

de..
zor be..

hadi ben voltaya çıkayım..

daha yazabilirim de.. uzun uzun.. yazmasam daha iyi..

.. dedi ki...

hızlı olmak her zaman iyi değildir elbet, ama ne zaman iyidir onu bi bilsem ben.

kumhavuzu dedi ki...

pat diye çekçen yarabndını
yeni yara açılcak
onu iyileştirmeye çalışırken zaman geççek:D

Adsız dedi ki...

einstein'ın izafiyet teorisini aklıma geldi sen "zaman" diyince simurgcum..

sevdiceğinin ellerini tutarak geçirdiğin 5 dk. ile,
ellerin kızgın bir ateşteyken geçen 5 dk. bir midir?

biri saniyeler gibi geçerken,
diğeri ömür gibi geçmek bilmez..

ve işte..
zaman da bazen hapishanemiz olur,
bazense kurtuluş fermanımız..

görünmez duvarları bazen aşılmaz olur,
bazense üflesen yıkılacak kadar güçsüz..

bu durumda,
zamanın yavaş veya hızlı akışı,
yaranın durumuna bağlıdır?

uctemmuz dedi ki...

konuyla alakası var mı bilmem...ama mesela bisiklete binmek. dururken yapamazsın bunu. hele birbirne yakın parketmiş iki aracın arasından bisikletle yavaşça geçmek mümkün değildir. illa ki düşersin. hızlı olman lazım.
evet...konuyla ilgili yazacaklarım bunlar.
de...
ne demek istediğm hakkında en ufak bir fikrim yok.

üçtemmuz dedi ki...

bak sana bir kitap buldum.
direkt olarak sorunu yanıtlamıyor, hayır. ama arka planda...aslında doğu ve batıyı sorgularken, kıyaslarken ve doğuyu yüceltirken...soruna cevap oluyor.
Fatih Harbiye Peyami Safa.
Aslında pek çok sorumuza cevap oluyor galiba.
Hakkında kendi blogumda yazmayı istiyorum, o nedenle uzatmayayım.
Ama bu koşurmaca içinde, apartman dairelerinde, hep yetişmekle vakit geçirirken...tekrar okumak lazım. Bugünkü halimizi anlamak için...
Sevgiler

uctemmuz dedi ki...

tatlım nasılsın...merak ettirme kendini...öptüm...:)

Ada dedi ki...

Hızlı olmak her zaman iyi değil de.."Ve zaman kaçışı olmayan bir hapishanedir" bu cümle bitirdi beni Simurgcum..

 
bu blog "atalet"le yapıldı