Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
Hassas yürekler taşıyoruz. Camdan, çatlayan, buğulanan, kırılan.. Candan dost aramamız da bu yüzden. Camdan anlayan..

25 Aralık 2008 Perşembe

it is, What it is





Emekliliğini istedi yorgun aşklarından. Biliyordu teri soğumamış bir aşkla özlemi birlikte içerse ateş yapardı.
Pencere kenarında karı seyretmek istiyordu. Kar yağmaya başladığında balkona astığı düşlerini toparlamıştı.
Düşündükçe buluyordu. Yaşamak istediği ne çok şey vardı. Oysa kısa çubuğu çekmişti yaşamda.
Bir sabaha karşıydı terk edilişi. Bilemiyordu, o kendini bağışlamış mıydı sabaha karşı gidişi için? Ama biliyordu ki kırgınlıklarını yitirmişti artık. Hepsi hükümsüzdü.
Tüm fotoğraflarını indirmişti duvarlardan. Tozlansın istememişti. Bir albüme de koymadı. Zaten, onu bir anı olsun diye sevmemişti.
Bir not koymayı düşündü yüreğinin yanına. “Bu yürekte kişiye özelden yüksek güvenlik seviyeli aşk bulunmaz. Yangında ilk kurtarılacaklardan değildir.”
Vazgeçti.
Bu öyküde geri dönüşler yapılmazdı. Bütün yoldan sapmalar illegaldi çünkü. Ölümler bile.
Bir şiir bir aşkı kurtarabilir mi? Ya da bir şiiri bir aşkın bekçisi yapabilir miydi?
Biraz önce gözlerinden düştü. Onu ıslattığı için üzüldü. Yanaklarımda kurumanı istemezdim, dudaklarıma almışken ıslaklığını diyebilmek istedi. Ait olmadığı bir şehirde arayabilseydi onu, diyecekti de…
Gerçekte kim olduğunu çok düşündü, özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda. Galiba artık biliyordu...
o bir lahanaydı....
:)

4 yorum:

kumhavuzu dedi ki...

insanın kendinin yada karşısındakinin ne olduğunu anladığı an..
ne kadar huzurverici yarabbiiii:D

Adsız dedi ki...

yani selülitsiz miymiş ????

atalet

Goksu dedi ki...

Bak ne geldi aklima, eski sevgili fotograflari ve hatiralari deposu yapilmali.Nereye sokusturacagini bilemedigin fotograf ve anilari oraya koymalisin, taaa ki bi gun bakmaya deger bulana kadar.

geçkalmadımki dedi ki...

o bir lahanamıydı ?
simurgcuğum.. ne güzel yazı..
Sevgiler sana...

 
bu blog "atalet"le yapıldı