Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
Hassas yürekler taşıyoruz. Camdan, çatlayan, buğulanan, kırılan.. Candan dost aramamız da bu yüzden. Camdan anlayan..

29 Aralık 2008 Pazartesi

Ben Çocukken Ufacıktım....

Abimle benim aramda 17 yaş fark var. ( Evet, ben de bir hata olduğumu düşünüyorum. Ben, bir hata sonucu bu dünyanın başına bela oldum.)
Abim için ben, oyuncak bebek gibiydim. Kolunun altında, omuzlarında, motosikletinin önündeki sepette gezdirirdi beni.
Yaşım 7–8 falan. Annemin doğduğu köydeki akrabaları ziyarete gittik. Ziyarete gittiğimiz akrabaların, abimle yaşıt oğulları var. Ben yine, abimin kolunun altında geziyorum. Köyün kahvesinde oturuyorlar. Ben, elimde gazozum, konuşmaları dinliyorum. Ertesi sabah ava gitmekten söz ediliyor, zırlamaya, ben de gidicem demeye başlıyorum.
Sabah çok erken kalkılacağından, çok yol yürüneceğinden, soğuktan, çamurdan söz edip beni vazgeçirmeye çalışıyorlar. O zamanlar, henüz 40 keçiye ulaşmamış olmasa bile, bi 18-20 keçi gücüm var.
Abim, benim zırlamama dayanamayıp, tamam diyor. Köyün "migros"u sayılabilecek bakkaldan plastik çizme alıyorlar bana, parlak, pembe.
Ertesi sabah, onlardan önce kalkıp kapıda bekliyorum. Mecburen beni de yanlarına alıyorlar.
Traktörün tepesinde bir süre yol aldıktan sonra, Manyas Gölü kıyısına geliyoruz.
Büyükler çiftelerle etrafa ateş ediyorlar. Silah sesini ilk kez bu kadar yakından duyuyorum. Önce panikliyorum, ama sonra baş etmeyi öğreniyorum. Hatta onların, omuzlarına tüfek dayayıp ateş etmeleri ve vurulan kuşları zafer kazanmış kumandan edasıyla toplamalarını ilgiyle izliyorum.
Bir süre sonra izlemek yetmiyor. Ben de kuş vurucam diye mızıklanmaya başlıyorum. Daha önce öğrenmiş olmaları gerekirdi ama öğrenememişler. Ben mızıklamaya başlarsam, istediğim olana kadar herkese cehennem azabı çektiririm.
Sonunda pes ediyorlar. Veriyorlar çifteyi. Ama neredeyse, benim boyum kadar çiftenin boyu. ( ilkokulu bitirdiğimde boyum 115 cm idi. Şimdi de 1,5 metrenin altındayım. Anadolu deyimiyle "Kavruk" kalmışım napiim )
Gösterdikleri şekilde omzuma yerleştiriyorum ama olmuyor. Solak olduğum için beceremiyorum. Kendi becerebildiğim gibi yerleştiriyorum omzuma, ileride bir incir ağacı var. O ağacın üzerinde tünemiş büyükçe bir kuşu hedef seçiyorum kendime. Ateş ediyorum. Ben sırt üstü yerdeyim. Çifte bir yana fırlamış. Omzumda korkunç bir acı var. Saçlarıma kadar çamur olmuş her yanım.
Ama duyduğum sesler. “Vurdu be, valla vurdu. Aferin kız. Yok bee, acemi şansı” diyor. Acıyı boş verip ayağa fırlıyorum. Koşa koşa gidip, incir ağacının altında vurduğum kuşu arıyorum. Buldum… Kocaman bişii… Baykuş vurmuş diyorlar.
Abim, elimden kuşu alıp sağa sola çeviriyor. Kuşta saçma yarası yok. Abim kuşu incelerken birden canlanıp uçuyor. Ben şaşkın, ağlamaklı, kuşu istiyorum.
Abim son noktayı koyuyor.
-Bak, bu ilk atışındı. İlkinde, kuşu korkudan bayılttın, gelecek sefere vurabilirsin. Aferin iyi nişancısın sen.
Aferin alınca başım göğe eriyor. Zırlamaktan vazgeçiyorum. Kolumun acısı aklıma geliyor nihayet. Gün Bandırma Devlet Hastanesinde bitiyor. Sol omuzum yerinden çıkmış. Ama olsun, ben iyi nişancıyım, baykuşu bayılttım!!!

Şimdi mi? Bir canlıya ateş etmek mi? Bir canlıya zarar verildiğini gördüğümde sol omzumdan başlayan bir acı yayılıyor bütün bedenime. Nişancılığımı da çöp sepetine kâğıt toplar ya da bowling topu atmakta kullanıyorum ve hala solağım.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

İyiki baykuşu vuramamışın da bayıltmışın ..
Bir canlının ölümüne sebep olmak ne korkunç ne acıverici..
Annem hep der silahın yüzü soğuktur die .. ki gerçekten öle ben korkarımm .. o metal parçası büyük korku verir bana olanlardan olabileceklerden hep korkmuşumdur..
Geçen günde ava gidip tavşan avlamaktan bahseden bi erkek grubuna dönüp manyakmısınız siz dediğimde alık alık yüzüme bakıp zevk işi dedikleri an hepsini boğmak geçti içimden de bişi yapamadım ..

Kadeh

Adsız dedi ki...

yav çok atış öyküsü dinledim..
uçama yüzene kaçana..xyye..

kaçan balık kuş hep büyüktü..
xy azıcık salaktı değmezdi..
yakalanansa zaten yakalnmıştı ve sadece avcının avcı olduunu gösterirdi de..

omuz yaralanması da gördüm .ıkık köprücük kırığı .. vb vs..
ben hiç korkudan baykuş bayıltan insan tanımamıştım..
saygılarrr diyorum..
sensiz blogistan blogistan olmazdı biliyo musun..
renksin sen ..teşekkürler ..
atalet..

alpernatif dedi ki...

Yok böyle bir hikaye :D
Aslında baykuşla abin anlaşmış olabilir
işaret verince düş diye de
yanına gitmek yokmuş hesapta

sizi ankaradaki avcılar kıraathanesine bekliyoruz efendim
:D

burdasaklaniyorum dedi ki...

yok yahu!
valla sen anlatmazsan inanmazdım ben buna 8))
bayılan baykuş!
gülsem mi, üzülsem mi bilemedim.
simurgum.
iyi ki, iyi ki ölmemiş de bayılmış o kuşcuk.
iyi ki uçup gidivermiş.
ne harikasın 8))

kumhavuzu dedi ki...

:)
benimde bi atış hikayem var anlatayım bigün dediinden bu yana bekliyordum bunu:)

neyseki ben daha büyüküm..
çiftede benden küçüktü
zaten solakta değilim
bide su dolu şişeye nişan elmış ve tutturmuştum:)

yav simurgumcum..baykuşlar zaten uçmuyo dimi??hep orda bekliyolar
yoksa yanılıyormuyum??

dediin gibi biz ancakağıtları çöpdepetine atarak talim yapıyor ve
öldürülen yakılan canlıları duydukça ya baş ağrır yada sol taraf uyuşur..
yanlışlıkla canını acıttığın hayvandan özür diler
yakılan yıkılan ağaçlar için ağlarız..

neyse
güzel bi hafta diliyorum
iyiki varsın

kayipsimurg dedi ki...

KADEH:
Aslında o baykuş bayıldı mı onu da bilmiyorum. Belki konduğu dal kırıldı yada başka bir dal çarptı düştü hayvancık. Ama evet, iyi ki bir canlıya zarar vermemişim.

ATALET:
Ben teşekkür ederim. Hepimiz birlikte bir gökkuşağı oluşturacağız da bazı erbab-ı denaetler olmasa....

ALPER:
Sen hangi saatler arasında o kahvede oluyorsun? Bir dersen şu çok sözünü ettiğin "özürlü kafanı" görmeye geleyim en azından.

BURDASAKLANIYOM:
Gül valla. Kadehe dediğim gibi Bayılıp bayılmadığını yada bayılma sebebini bilemem ama bence de iyi ki zarar veremeyecek kadar beceriksizmişim. İlkti, son oldu zaten bir silahı elime almam.

KUMHAVUZU:
Yaa evet sana demiştim değil mi:) Not almışım yazılacaklar arasına. Bak bugüneymiş:) Bilmiyorum baykuşlar uçamaz mı ama uçabilmesi lazım da biraz tembel hayvanlar sanki. Baykuş gibi tünemek diye bi laf vardır ya hani. Bi de gece yaşıyolar ya gündüz uyuyorlar belki biz o yüzden kıpırdamıyor sanıyoruz. Uykuda çok çok sağa sola dönüyodur o kadar :)
Sen de canımcım. Sen de iyi ki varsın:)

uctemmuz dedi ki...

Ha ha haaaa...İnan güleceğim filan yoktu. Sağolasın...Süppersin ya...
Bi de...ne Manyas'ı Bandırma'sı buraları konuşmamıştık. Hangi köy? Akraba çıkacağız bak haberin olsun...Çerkeslik de vardır şimdi sende...:)

 
bu blog "atalet"le yapıldı